6 Ocak 2013 Pazar

TEN (10)




Abbas Kiorastami’nin 2002 yapımı filminde İranlı oyuncu ve yasaklı yönetmen Mania Akbari, son derece doğal bir akışın içinde (arabasında sürekli seyir halinde iken) kısaca İran’ın modernizmle imtihanına, uzunca ise boşanmaya, hem çocuk hem de kariyer yapmak isteyen özgür kadınlara, aşk acılarına, sokak fahişelerine, kocakarı imanıyla umut etmeye, çocuk eğitimine, yeniden evlenmenin getirisi ve götürüsüne genellikle kadınlar üzerinden  diyaloglar kurarak ışık tutuyor. Genellikle kadınlar diyorum çünkü arabasına oğlu dışında erkek binmiyor.

10 ayrı bölümden oluşan filmde arabadaki konuşmaların çoğunu oğlu Amin (Amin Maher) ile yapıyor Mania Akbari. Amin bir çocuk olmasına rağmen özelde babasının, genelde İranlı erkeklerin beklentilerinin farkında ve onları onaylayarak annesini sorguluyor. Anne ise kendi hayatının özerkliğinin peşinde, kazandığı bazı hak ve özgürlüklerden ödün vermemek için her eleştiriyi sineye çeker gibi. Güçlü, bilinçli, duyarlı, yardımsever aynı zamanda kariyerist bir anne olmanın bedelinin farkında. Kendisinden basitçe güzel yemek yapmasını, evinin kadını olmasını isteyen kocasını boşayıp daha özgür yaşayabileceği bir erkekle evleniyor. Amin yeni babasını sevmiyor ama öz babasının evleneceği hamarat cici anne adayını sevinçle karşılıyor. Diyaloglar da gittikçe döngüye dönüşerek sürüp gidiyor.

Diğer kadınlardan ilki ise tahminen Mania Akbari’nin ablası rolünde konuşuyor arabada. Kardeşinin yeni evliliği ve Amin’in kontrol edilemez hallerinden dem vuruyor. Diğerleri terk edilen bir kadın gözyaşlarıyla, bir sokak fahişesi yanlışlıkla, yaşlı bir nine türbeye gidip dua etmek için, otostop yapan bir kız belirsiz aşk oyununun acısıyla arabaya biniyorlar. Hepsi de ilginç diyaloglar. Doğallığından şüphe duyulmadan, asla sıkılmadan, İran’ı daha bir yakından görüp severek izleyebileceğiniz bir film Ten.

Karın tüm yolları kapattığı günler için ideal.

2008

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder