Beklenen Vaatlerin Temini
Şiir, okuruna yaşanmış fakat fark edilmemiş süreçleri,
beraber solunmuş ama yorumlanmamış toplumsal havayı, dilin kaynaklarını ve
sınırlarını vaat eder. Bu yönleriyle yeni şiirler ve yeni kitaplar beklenen bir
vaade dönüşür. Yazmaya yeni başlayan genç şairlerden de bu vaatleri ne kadar
taşıyıp taşımadıkları gözlenir. Yazılan her şiirde ortaya çıkarılacak olan
özgünlük, farklılık, bambaşkalık beklenir. Şiirler yazılır, birikir, kitaplar
çıkar ve eleştirmenler, okurlar ve şairler –en çok bekleyenler- şairin söylediklerinin
cazibesine kapıldıkları ölçüde o şiirleri “büyük” bulurlar. Şairin sezgisinin
ve aynı zamanda bilgisinin ulaştığı noktalar ne kadar zenginse ve bu zenginliği
şiirinde ne kadar bütünlük içinde barındırıyorsa “bekleyenler” şiirin bir ruhu
ele geçiren neşesine erişirler. Şiir neşe vermez, bu neşe zannedilen şey
düşünce biçimindeki sıçramadır. Kısa bir süre sonra bu zihinsel sıçrama müthiş
bir acıya dönüşür. Anlamanın acısı. Neşe daima beklenen bir şey olsa da, şiirin
vaadinin temini acıyla karışık olsa da doyurucudur. Bir şiiri anlamak, o şiiri
açıklayabilmek değil; şiirin ruha
sıçrayan kıvılcımını hissedebilmektir.
Kendi dilini kuran, özgünlüğünü ortaya çıkaran şairi de
bekleriz. Bu temeli atılmış şiir kendine nasıl bir yol seçmiştir, şair zaman
içerisinde kendini tekrar mı edecektir? Tecrübelerini aktarma biçimini, şiire
dair ilkelerini ne kadar korumaktadır? Verimlilik, bir şairi bekleyen her
türden olumsuzluğa karşı en büyük zırhtır. İçerik bağlamında zenginlik şeklinde
daha önce ifade ettiğimiz unsur ise şairin sezgi ve bilgisinin çeşitliliğidir.
Buna sahip olan bir şairin her yazdığını bekleriz. Kendine özgü bir bütünlüğü bize sunan şairin
ustalaşma sürecini bekleriz.
Bize vaat edilen şiirleri beklemekle geçirdiğimiz 2015 yılı
da geride kaldı. Gençlik, toyluk, gözü karalık, bilgelik, ustalık, zenginlik,
bütünlük ve tümden hayatın şairlerden düşen parçalarına rastladığımız şiir
kitapları şiir tarihine eklendi.
2015 Yılında İLK
KİTAPLAR:
Hüseyin Karacalar,
Cevapsız Aramalar, Ebabil. Şiirlerini
Aşkar, Karagöz, Mahalle Mektebi ve Hece dergisinde yayımlayan Karacalar’ın
ilk kitabı 18 şiirden oluşuyor. Az ama
öz yazan şairlerden. Dili tertemiz ve ferah. Şiirleri bilinç eşiğinde nefes
alan epik şeklinde özetlenebilir. Bu epiği en güzel karşılayan şiiri; Sen Muş’ta Uzak Bir Kışta.
lan,
Parçalanıyorsun/Seni
parça parça ediyorlar farkında değiller/Bilerek elimde değiller/Bir şeylere
bağlamak istiyorum uzakları/Bir şeyler elimden gelse keşke/Doluya koysam dolu
boşa koysam boş diyecekler/Gözümüzün önünde arayıp da bulamadığımız/Sis içinde
kaybettiğimiz derinlik/Bilinmeyen bir nedenle yazılan şiir/Kapalı kapılar
ardındaki toplantılar kadar ilginizi çekebilir.
Muhammed Mücahit
Yılmaz, Bir Sabahı Uyandırmak, İzdiham. Bir inançla ve diri akılla yaşadığı
şehre, insanlara, dünyaya bakmak var Yılmaz’ın şiirlerinde. İçe dönük olmanın aksine sorgulamanın tabii
enerjisini taşıyan bir şiiri var. Şehir Anatomisi
adlı şiirinden:
herkes zalimdir kendi
gözüne karşı/gözünden kir akar şehrin içinde herkesin/herkes hep dua eder ve
hiç inanmaz/kimse sormaz herkes ölüyor ama nereye/kimse kimsenin derdini bilmez
ama masalarda/herkes herkese meze.
Süleyman Unutmaz,
Fena, İzdiham. İlk şiiri 1999 yılında
Kaşgar dergisinde yayımlanmış
Unutmaz’ın uzun bir aradan sonra ortaya çıkan ilk kitabı Fena. Şiirsel tekniklerin, çeşitliliğin ve yeniyetme heyecanı ile
yetişkin olma arasında gidip gelen bir şair öznenin ortaya çıktığı bir şiiri
var.
Hayır şair de değilim
Estetik bi öfkenin peşindeyim ben
Biraz da adil bi öfkenin
Yankısı geri dönen bi öfkenin
Oysa düşmanlarımın suskunluğundan
Ağrılar saplanıyordu hırçınlığıma.
Estetik bi öfkenin peşindeyim ben
Biraz da adil bi öfkenin
Yankısı geri dönen bi öfkenin
Oysa düşmanlarımın suskunluğundan
Ağrılar saplanıyordu hırçınlığıma.
Ümit Güçlü, Dehşetler İçerisinde, Hece. 1989 doğumlu Güçlü, Bünyamin K. ile birlikte Kuyudaki Koro dergisinin editörlüğünü
üstlenmişti. Aynı zamanda şiirleri Hece,
Hacı Şair, Japonya, Mahalle Mektebi, Bakmaklar, Evde Yoktum ve Ayraç dergilerinde yayımlanan şairin ilk
kitabı Dehşetler İçerisinde şiirsel
dilin hareketli evrelerine örnek teşkil ediyor.
yeni sorulara başladım. dehşet
yirmi beş yaşım pişmanlıkla
toz toprak kanla
utanç içinde kin nefret can
çıkmasıyla burnumun üzerine
düştüm ısırdım dilimi
geçmedi şaşkınlık
geçmedi hayret.
İrfan Çevik, Derkenar Şiir, Hece. İlk kitabıyla Türkiye Yazarlar Birliği 2015 Şiir Ödülünü alan Çevik’in sade ve
sakin bir şiirde mukim olduğu gözleniyor.
Ebubekir’i seçmiştim
mahlasta/O büyük devrimcinin yanındaki/Umut dedi Gaffar/Ben Sonumut/Siperinde
delik deşik edilmiş/Bir gerilla gibi/Düşleri sarıyor bedenini/Bir deniz feneri
Edebiyat/ Öyle duruyor yerinde/Sular çekilse/Gemiler geçmese de.
Yusuf Koşal, Alnımda Kanat İzleri, Şule. 1990 doğumlu
Koşal’ın şiirlerinde tarihi, mistik, güncel, bireysel tüm tecrübeler olgun bir
dille aktarılıyor. Hiçbir fazlalık, laf kalabalığı, taşkınlık veya söz artığı
bulunmayan 29 şiirden oluşuyor Alnımda
Kanat İzleri.
Helikopter sesi
helikopter böceği helikopter/baba sen mi çağırdın baba kim bu kuşların
sahibi/tuzlu biberon mu aldın bize göklerden değdi ağzıma/taşı koyacak
tencereyi satacak adam da kayıp/üşümek ayıp. bizi titrerken gördüler mi
susalım.
Fuat Eren, Kokusuz Bahçeler, Şule. Su kelimesini çok seviyor Eren. Şiirinde
kurduğu lirizmi genellikle Su imgesiyle besliyor, akıcı bir lirizm dolu
şiirler.
karışık adımlarla yalpalasan da
vur kendi kendine/yatakları dikenle dolu durgun aksa da derelerin/geceleri
dünyalar doğuruyor tahta kulübe/iki büklüm, sırtı saraylara dönük/sezmeye
yarayan ışıltı, güneş sandığımız kabarcık/ben sandığım, alabildiğine
köpük/hepsi eriyor birden, her/taşta volkanlar saklı/varılmaz ufuk, ne güzel
şey küçüklük
M. Emirhan Kömürcü, Rahat Makine, Şule. 1993 doğumlu Kömürcü’nün
kıvrak dili, dünü, bugünü ve ânı yorumlayan imgeleri oldukça güçlü. Rahat Makine, iyi bir kitap, daha iyi
şiirlerin de habercisi. Evrensel Orkestra şiirinde evreni dört
ana unsura böler gibi Nefesliler,
Vurmalılar, Yaylılar, Telliler başlıklarıyla yazdığı şiirden-başka hiçbir
benzerlik olmasa da Rıdvan Gecü’nün Orkestra
adlı kitabını da akla getiriyor-:
Telliler: evrendir ki-kurgulanmış
boyutlarda/bağdaşarak ağlayarak oğulları/ölen analara ve ölen analara/her
duygunun kendisine benzer/o bilge bağırtılarını uçsuz/elleriyle ovan
Ergun Tavlan, Sesleri Alan- Heterotopya. İmece adlı
e-dergiden tanıdığımız Tavlan’ın ilk kitabı şairin kendine özgü şiir dilini iyi
yansıtıyor. Şiirinde kurgu ve aykırılık özelliğini incelikle işleyerek minör
bir şiir alanı açıyor. Ömer Şişman’a ithaf ettiği ve tıpkı Ömer Şişman gibi harf ve
hece eksilterek yazdığı şiiri İslâmî
Usullere Göre Bir Gömme Töreni’nin girişi şöyle:
viye edilerken küreklerle
zarına atılan son topraklar
şil atlı ağabeyin
mam, ayakta, duaya başlıyor 7-
-8 adımla çizdiği yarım ayın
mülecek noktasında çömüyor
sekten dizden veriyor talkını
…
süslü bir hediye kutusunda
dikey zikzak - yatay hiyerarşi
ve asaleti bağlanmış saten bir kurdeleyle
yükseldik cesetlerimizin üstüne basa basa.
"beyler" dedi maestro, “aramızda
erdem sahibi üç kişi kalmışsa"
farkında değildir onlar da"
kazanan olsa olsa nomenklatura
-dönüş serbest, dönüş serbest yolda-
dikey zikzak - yatay hiyerarşi
ve asaleti bağlanmış saten bir kurdeleyle
yükseldik cesetlerimizin üstüne basa basa.
"beyler" dedi maestro, “aramızda
erdem sahibi üç kişi kalmışsa"
farkında değildir onlar da"
kazanan olsa olsa nomenklatura
-dönüş serbest, dönüş serbest yolda-
Mehmet Karaca, Tuz Açlığı, Varlık. 2015 Yaşar Nabi Nayır şiir ödülüne layık
görülen Karaca’nın Tuz Açlığı kitabı
sürekli ve dönerek anlatan, bütünlüğü böylece koruyan, çalışılarak
fazlalıklarından arındırılmış şiirlerin toplamı.
bana adımla seslenin/bir yerden
atlamazdım. metroya binmezdim. karnımdaki kan/ yerinde dururdu. aitlik karmaşa
değildir/ben adıma aitim yani beni karıştırmayın/bir kez seslenirseniz
“efendim” diyeceğim/peki sevinç nasıl ifade edilir/ona çalışmalıyım.
2015’in Ustaca ve
Ustalaşma Yolunda Diğer Kitapları:
Hicabi Kırlangıç, Üç Defter, Ebabil
Ebubekir Eroğlu, İçkale,
YKY
Hüseyin Atlansoy, Şehir Konuşmaları, Hece
Cevdet Karal, Cesedi
Nereye Gömelim, Everest (Necip Fazıl
Şiir Ödülü)
Ömer Erdem, Pas, Everest (Dağlarca Şiir Ödülü)
Hasan Akay, Ehlidildeniz, Şule
Asuman Susam, Kemik inadı, Can yayınları
Nazmi Cihan Beken, Et Kısmı Damgası, 160.Km
Rıdvan Gecü , Orkestra,160.
Km
Murat Çelik, Taşra Bitki Örtüsü ve Parseller- Heterotopya
Enis Akın, Mutsuzluk,
Natama
Mehmet Öztek, Herkes İyi mi, Natama
Mihrap Aydın, Az Daha Güzeldik, Natama
Erdem Arslan , Topla Yüzünü Palyaço, İzdiham
Meryem Kılıç, Sokaktan
Kuyudan Şarkıdan, Şule
Sümeyra Yaman, Eğer Bensem, Şule
Murat Batmankaya,
Şenayi, Şule
Ayrıca Necat Çavuş,
Baki Ayhan T. ve İhsan Deniz’in
Toplu Şiirler’i unutulmamalı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder